kerkuk ve horyat
KERKÜK ve HOYRAT
Aybalam TÜRKKIZI
Hoyrat, Kerkük'e öz bir deyimdir. İçli bir çok şeyler anlatan bir deyim.. Telafer'den Mendeli'ye kadar uzanan Türk toplumunun özü, sözüdür bunlar...
Kerkük; bu toplumun simgesidir, yüreğidir. Hoyratlar bu Türkler'in düşüncelerini, yaşam şekillerini, benliklerini, keder ve sevinçlerini, tarihlerini dile getirir...
...
Özellikle hoyrata ilgisiz kalan, sevgi beslemeyenlere sesleniyorum:
Lütfen bu ilgisizliğiniz ve sevgisizliğinizin aslında neye karşı olduğunu bir kez daha düşününüz...
Anavatanda ve dünyada; Irak'ta tanınmak istenmeyen, sistemli bir şekilde yok edilmeye çalışılan Kerküklü'nün sesidir hoyrat...Kerkük, Irak Türkleri'nin merkezi, en kalabalık yeridir...Irak'taki Türkleri öz yerlerinden silmeyi prensip edinenler 1978 yılında Kerkük'ü TEMİM, yani devletleştirmişlerdir, adını El-Temim yapmak ile...
16 Aralık 1925 yılında, Lozan Antlaşması ile İngilizlere bir taahut altında, ( Musul vilayeti, Musul, Kerkük, Erbil ve süleymaniye sancaklarını içini almakta) daha sonra da 5 Haziran 1926 yılında Ankara Antlaşması hükümlerine göre Irak hükümetine bırakıldı...Ne yazık ki, bu antlaşmada imzası bulunan Türkiye hükümeti zaman içinde bu Türkleri unutmuş, kaderiyle baş başa bırakmıştır...
İlk katliam paralı İngiliz askerleri kurban bayramının sabahı, cami ve hamamlara saldırması, yüzlerce Türk'ün öldürülmesi ile başlar, yıl 1924! Nuri Sait hükümeti, (İngilizlerin sadık köpeği, Osmanlı ordusundan yüzbaşı olarak kaçıp, İngilizlere katılan, Bağdat paktını yaratan Türk düşmanı) kinini yenmek için Türklere zulüm etmeyi prensip edinmiştir...1937 yılında Sadabat paktı sebebiyle, Kerkük'ten geçen Türk heyetini karşılayanların sürgün ve tutuklanmalarını, 1946 yılında Gavur Bağı katliamını hiç bir Türk unutmamıştır, unutmayacak ve unutturmayacaktır...Lozan antlaşmasında azınlıkların haklarının korunması hükümleri unutulmuş ve imzalarını atanlar, bu Türkler'e sahip çıkma cesaretini gösterememişlerdir...Kerkük Türkleri de her gün biraz daha bu güne itilmiştir...
Irak Türkleri, İngiliz uşaklığı yapan, Türkleri devamlı ezen Nuri Sait'ten kurtulma şanslarını, 1958 ihtilalini bu yüzden sevinçle karşılamışlardır...Fakat; gelecek olan tehlikeyi bir an için unutma gafletine düşerek, pahalıya ödemişlerdir...14 Temmuz 1959 katliamı!
14 Temmuz 1959 katliamı, Irak tarihinde kara, utanç verici, insanlığın yüz karası bir gündür...O gün elleri bağlı, parçalanıncaya kadar yerde sürüklenenler, ters yönde hareket eden iki araca bağlanıp ortadan ikiye bölünenler, bıçakla parça parça edilip öldürülenler, direğe asılıp diri diri etleri sadistçe kesilenler, sözüm ona satılıyormuş gibi şehid edilenler, ailesinin gözleri önünde kurşunlananlar...
Hey KOCA ATALAR, İHSANLAR, OSMANLAR, SELAHATTİNLER, AZİZLER, CAHİTLER hey! Ruhlarınız şad olsun! Günün birinde elbette, kanlarınızla sulanan bu topraklar yad elinde kalmayacak, ÇAKMAĞIMIZ ÇAKACAK, ÇIRAĞIMIZ YANACAK...
Kerkük Türkleri, gerçekten bugün biraz daha karanlıklara kaydırılmaktadır... Türklük gurur ve şuuru ile ÇAKMAĞI ÇAKMADAN, ÇIRAĞI YANDIRMADAN ne yazık ki bu asil, çilekeş Türkler silinip gidecektir...Tez davranalım, o güzelim BABAGÜRGÜR ışığıyla ufukları her akşam kıpkızıl renk alan, bulutlarında AY YILDIZI, vatan hasretini, BOZKURT'U canlandıran Kerkük'ü aydınlığa çıkaralım...Çakmak onun için, bu asil, dayanıklı, gururlu Kerküklü'nün elinde beklemektedir...
Kerkük, araplardan ve kürtlerden töre, ahlâk, soy olarak farklı olduğunu ; nece diyim arabem kürdem, MEN ÖZ BE ÖZ TÜRK'EM!" diye hoyratıyla mahnısıyla haykırmaktadır. Tarihlerini, mertliklerini, sularını, Hasa çayını, Babagürgür'ü, türbeleri, Taşköprü'yü, başlarından geçen olayları, oyunlarını, Telafer'i, Yunus Peygamberi, Erbil'i, Altunköprü'yü, Duzhurmatı'nı, Teze'yi, Bayat'ı, Anavatanı, hoyrat ve mahnılarıyla dile getirmektedir...
HOYRAT KERKÜK'TÜR, KERKÜK TÜRKLÜK'TÜR!